Ali küçük yaşta babasını kaybetmiş,annesiyle yaşam mücadelesi vermeye çalışmış ama işler istediği gibi gitmemiştir. Hayat acımasız yönünü göstermiştir. Bir gün annesini bir adamdan korumak isterken; onu yaralamış ve küçük yaşta ıslah evine girmiştir. Bir gün Sedat, Ali’nin kaldığı koğuşa gelir. Ali’nin yardıma ihtiyacı olduğu anda onu kurtarır. Ali’nin ona bir minnet borcu vardır. Sedat her zaman Ali’yi korur kollar. Ali yıllar sonra hareme bir iş için gider. Orada zorla alıkonulan Aslı’yı görür. Ali ve Aslı’nın macerası burada başlar. Aslı’nın babası eski bir kabadayıdır.Ali ile Aslı zorunlu olarak evlenirler. Ali her ne kadar Aslı’yı sevse de söyleyemez. Ali’nin Aslı’yı kırmak için birçok söz söylemesine rağmen Aslı’nın kendisini ezdirmeyip, Ali’ye laf sokması güzeldi. Ali kitaptaki en eğlenceli karakter olmasına rağmen; en sinir bozucusu da oydu. Yanlarında çalışan Levent ile aralarında ki dostlukları güzel ve eğlenceliydi. Ali’nin annesiyle yıllar sonra karşılaşması beni duygulandırdı. Ali’ye bu konuda çok sinir oldum. Keşke annesinin daha önce yanına gitseydi.
------------------------------------------------------------------------------------------------------
"Biliyordum, onu gördüğümde yine bütün kalkanlarım bedenimi saracak ve âşık ruhumu saklayacaktım. Artık hiç değilse kendime dürüst olma vaktiydi. Aslı ruhuma işlemişti işlemesine de ben bunu istiyor muydum? Hoş aklıma, ruhuma girerken bana sorduğu yoktu ama korkuyordum. Hiçbir şeyden korkmadığım kadar korkuyordum."
Ali Aral, nam-ı diğer Ali'm.. Karanlık ve acımasız bir hayatı seçmek zorunda kalan, korkularını ve pişmanlıklarını kör bir cesaretin arkasına saklayan bir adam… Ali'm, yetimliğinin acısını; Duygu'ya can, Bekir'e kan, Sado'ya yıkılmayan duvar olarak unutmuştu. Hercai arzuların efendisiyken, bir gün hayatına gökten zembille inen Aslı'yla tanıştığında hayatındaki en büyük eksikliğin ne olduğunu anladı: Aşk... Fakat hayatındaki eksik şeyi yerine koymak sandığı kadar kolay olmayacaktı.
Ali'm, Aslı için yanmayı ve yakmayı öğrenebilecek miydi? Öksüz ruhuna, kana bulanmış geçmişine aşkı anlatabilecek miydi? Ondan kaçan kadını, onu kendinden bile çok seveceğine inandırabilecek miydi?
Hercai arzuların ebedi aşka dönüştüğü Bir Türk Masalı daha...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder